EYLÜL’E...

Hatırlıyor olmalısın üşüyorum diye giydiği ilk çorapları, hani şu patates kızartmalı desenlilerden. Koca ve aldatıcı bir yazdan sonra giyilen ilk çoraplardı...
Sen de oradaydın Eylül. Üşütüyordun artık, o gün açık balkon penceresinden gelen esintiyle belli etmiştin kendini.Esintin mi getirmişti ayrılığı, koşup kapatmalı mıydım tüm kapıları yani?
Hayattan memnuniyetsizliğini belirten bir ifadeyle yediği yeşil bitkileri görmüş müydün peki o gün Eylül? Hızlıca yediği fasülyeler hayata tutunma çabasını yansıtıyordu sanki. Yüzüne baktın mı, gözleri donuk, bakışları serin. En az senin kadar serin.
Yoksa tüm bunların nedeni sen misin? Konuş benimle Eylül ve biraz olsun anla beni.Gelmen hüzün bana. Ya da sus, konuşma! Ağaçlar hele bir soyunsun, ben anlarım nasılsa.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar